Bilgi Birikimi

Dua ve Tevekkül

DUA –TEVEKKÜL
Dua Yüce Allah’a yalvarma,yakarma,kendi sözcükleriyle halini yaratıcıya arz etmek demektir.İsteğinizin,ihtiyacınızın beklentinizin giderilmesi için,gücü kudreti elinde bulundurana müracaat etmek gerekir.Siz hiç dilekçe vermeden evine elektrik bağlatan bir vatandaş gördünüz mü?Eğer aydınlık içerisinde bulunan,yiyeceklerin bozulmamasını sağlayan buz dolabının olduğu,dünyada olup bitenler hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlayacak olan bir televizyonun çalıştığı bir ortam isteniyorsa eve elektrik hattı çektirmeniz lazımdır.Elektriğin çekilebilmesi,sizin isteğinize ve müracaatınıza bağlıdır.Siz istekte bulunmadan hiç kimse sizin adınıza girişimde bulunmaz.Ama sizin isteğinizin olması durumunda tanıdıklar,eş dost işin süratlendirilmesi için aracı olabilirler.Gözden kaçırılmaması, gereken bir husus daha var.İsteklerimizin bizim istediğimiz zaman ve şartlarda gerçekleşmesi müracaata bulunduğumuz makamın takdirine kalmıştır.İlgili makam isteklerimizi ileri bir zamana erteleyebileceği gibi,hiç gerçekleştirmeyebilir de.İsteğimizin ileri bir tarihe ertelenmesi ya da hiç gerçekleştirilmemesinin arkasında bizim bilmediğimiz ve aynı zamanda bizim yararımıza olan nedenler olabilir.Bağlı olacağımız hattın gerilim düzeyin de çeşitli problemler olup,bu sorun giderilinceye kadar aboneliğimiz ertelenebilir.Aynı zaman da evimi ze elektriğin verilmesi durumun da can ve mal güvenliğimize ilişkin bir tehlike oluşabilir ki hiç bir zaman elektrik alamama durumumuz da ortaya çıkabilir.’Kapıya vurmazsan kapı açılmaz’(Garnegıe S:111)Kültürümüzde şöyle bir atasözü vardır:’Ağlamayan bebeğe meme verilmez’ İnsanoğlu bazı zamanlar öyle sıkıntılı durumlarla karşılaşmaktadır ki mutlaka kendisinden daha güçlü birisine sığınma ihtiyacı duymaktadır.İnsanlar için duanın belli bir zamanı olmamakla birlikte ağırlıklı olarak, ya üzüntülü oldukları zamanlarda ya da sevinçli oldukları anlarda dua ederler.

Duanın faydaları:
1-Dua meselemizin kağıt üzerine döküyormuşçasına net bir şekilde anlatılmasını sağlar.
2-Dua yalnız olmadığımızı öğretir.Hiç kimseye açamadığımız dertlerimizi Yüce Allah’a arz ederiz.
3-Dua harekete geçmenin ilk adımıdır.Eylem yürekte başlar,söze dökülür,nihayet gerçekleşir.
Eflatun’a göre bedendeki huzurun ön koşulu ruhta ki iyilik halidir.Ruhta ki problem bütünlük arz eden tüm vücudu sekteye uğratmaktadır.Eflatun bu konuda:’Ruh ve beden bir bütündür.Halbuki doktorlar,ruhu tedavi etmeden bedeni iyileştirmeye çalışıyorlar’ demektedir.(Carnegıe S:26)

Tevekkülsüzlük Yüce Yaratıcının varlığını hiçe saymak demektir.Dünyaya gelmiş her birey kendi varlığını gerçekleştirme çabası içerisindedir.Bunu amaç edinmek ise,çok büyük bir yükün altına ruhumuzu ve bedenimizi koymak demektir.Bu şartlar altında tevekkülsüzlük ,ruhumuzun örselenmesini,bedenimizin tahrip olmasının nedeni olacaktır.
Tevekkül eden ve etmeyen arasındaki farkı,evini arabasını …gereklitedbirleri aldıktan sonra, sigorta yaptıran ve sigorta yaptırmayan insanlara benzetiyorum.Malını sigorta ettirmiş kişi gece gündüz hiçbir kaygı taşımadan yaşamına devam ederken,malını sigorta ettirmeyen kişi otururken konuşurken evde iken sokakta iken sürekli bir kaygı ve tedirginlik içerisinde olacaktır.Bu durum insanı strese ve depresyona sürükleyen bir mekanizma vazifesi görecektir.

DUA İLE İLGİLİ BİR HİKAYE
1998 yılında Birecik’de öğretmen olarak görev yaptığım günlerin birinde, Fırat Nehri sahilinde bir bankın üzerine oturmuş, balık tutanları izlediğim bir sırada tanıştığım Cemil Güçlü(Farklı bir isim kullanılmıştır.) adlı doktorun başından geçtiğini söylediği ve bana anlattığı anıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Yıllar önceydi.Çocuk felci salgını vardı.Saat 22:00 sıralarıydı.Yatmaya hazırlanıyordum ki telefonum çaldı.Ağlamaklı bir kadın sesi:’Doktor lütfen yetişin.Çocuğum çok hasta.’ diyordu.Kadına sakin olmasını ve evinin adresini vermesini istedim.Süratli bir şekilde giyinerek otomobilime atladığım gibi verilen adrese doğru yola koyuldum.
Evin bulunduğu sokağa ulaştığımda kadının beni dışarıda beklediğini gördüm.Kadından beni hemen çocuğun yanına götürmesini istedim.Evin içerisine girdiğimde karşılaştığım manzara ürpermeme sebep oldu.Gözlerime inanmakta zorllanıyordum.Evin penceresinin camı kırık,perdesi yok,yerde halı vazifesi g örmesi için açılmış olan ince bir savan,ayakta durmakta zorlanan eski bir sedir,sedirin üstünde battaniyenin altında yüzleri soğuktan solmuş ve titremekte olan biri kız olmak üzere üç çocuk.Hasta çocuğu muayene ettim.Çocuk yarı baygın ,tansiyonu düşmüş sanki son dakikalarını yaşıyordu.Görünüşü ümit kesilmiş bir hastayı andırıyordu.Hastaneye telefon ederek hemen bir ambulans göndermelerini istedim.Anne ağzımın içine bakıyor,bana umut verecek sözler söyle der gibiydi.Anneye dua etmesini söyledim.Sözümü henüz tamamlamışken kadın yere iki gözü iki çeşme secdeye kapandı.İnsanın her zerresini buza çeviren yanık bir sesle :’Yarabbi.Senden gelecek her şeye razı olan bu annenin oğlunu,sevgili peygamberinin aşkına,sevdiğin nazlı kullarının hürmetine,günahsız bebelerin,günahlardan el etek çekmiş dedelerin ninelerin hürmetine bu çocuğumu bağışla.”diyordu.Ben de “Amin” diyerek duasına eşlik ediyordum.

Evin içerisinde ambulansın gecikmesinin verdiği telaşla bir sağa bir sola hızlı adımlarla yürüyordum.Arada bir çocuğun nabzını kontrol ediyordum.Bir vakit sonra karşılaştığım manzara beni hayretler içerisinde bıraktı.Çocuğun nabzını kontrol etmek için elimi uzattım.Çocuk gözlerini açtı ve “Anne” diye seslendi.Nabzı düzelmiş, ölmek üzere olan insan gitmiş sanki, yerine yeni hayata atılmakta olan bir insan dünyaya gelmişti.
Şaşkınlığımı fark eden anne “Ne oluyor doktor bey” diye seslendi.Gözünüz aydın .Yüce Allah çocuğunuzu size bağışladı dedim.Kadın gözü yaşlı bir şekilde tekrar secdeye kapanarak;”Yarabbi.Ben sana inandım sana güvendim.Bu çocuğu bana sen verdin ve ancak sen alabilirsin.Sana binlerce kez hamd olsun” dedi.Çocuğa yaklaşıp yavrum diyerek bir anne sıcaklığı ile onu bağrına bastı.
Bu olay bana iki şeyi fark ettirdi.Birincisi o güne kadar pek umursamadığım duanın gücünü.İkincisi ise,benim dışımda ve benim kazancım üzerinde hakları olan çok fakir insanların olduğunu.O günden sonra fakir insanlara her şartta gücümün yettiği kadarıyla yardımcı olmaya kendi kendime söz verdim.

Exit mobile version