Bilgi Birikimi

Dersim Olayları Nedir? Tarihte Dersim Olayı

son günlerde siyasilerin en fazla tartıştığı ve bu nedenle gündemden düşmeyen bir konu Dersim olayı… Peki nedir bu Dersim Olayı?

şu anki adıyla Tunceli’de 1937 yılında merkezi hükümetle Dersim aşiretleri arasındaki anlaşmazlıklar sonucu yaşanan olaylardır.

OLAYLAR ÖNCESİ DERSİM: Dersim; dönem açısından ele alındığında gerek coğrafi yapısı, gerekte merkeze uzaklığı nedeniyle merkezi otoritenin tam sağlanamadığı, ağalık ve şeyhlik tarzı feodal bağların kuvvetli olduğu bir yapıdadır. Bu açıdan Osmanlı döneminde de bölgede bir çok ayaklanma yaşanmıştır. Dönemin içişleri bakanlarından Şükrü Kaya 1876 yılından beri bölgeye 11 askeri harekat düzenlendiğini ama bir çözüm sağlanamadığını belirterek bölgenin bu alandaki geçmişini ortaya koyar.

Ermeni Tehciri sırasında da bazı Dersimli Alevi Kürt aşiretler Dersim Ermenilerini Osmanlı hükümetine teslim etmeyi reddetmişler ve Ermeni kaynaklarına göre 20.000 ile 36.000 arası Ermeni ailesinin kaçmasını sağlamışlardır. Dersimlilerin 1915 Ermeni Tehciri sırasında takındıkları tutum onların imhasında ayrı bir rol oynamıştır.

Bunun yanında Rus işgaline karşı Dersimliler, Osmanlı hükümeti ile bir anlaşma yaparak özerklik vaadi içinde “savunma savaşı”na girerler. Osmanlı idaresinden aldıkları silah-mühimmatla, doğrudan Osmanlı ordusunun emrine girmeden Ruslara karşı durma karşılığında Dersimlilere “bağımsız çatışma hakkı” tanınır. Ruslar geri çekildikten sonra Osmanlı idaresi tarafından Dersimlilere ve bu aşiretlere madalya ve hediyeler verilir.

İsyancılar, Şeyh Hasan aşiretine mensup olan Abasan Aşireti reisi Seyit Rıza önderliğinde, askere gitmek ve vergi vermek istemeyen diğer aşiretlerce de desteklenenince yaklaşık 6.000 kişilik bir grup isyancılara katılmıştır.

Tunceli (Dersim) Olaylarının Dış Nedenleri

Fransa ve Suriye Faktörü

Fransa 1800’lü yıllardan itibaren Ortadoğu ile daha yakından ilgilenmeye başlamıştır. I. Dünya Savaşı devam ederken 1916 yılında İngiltere ile Fransa arasında imzalanan Sykes Picot Antlaşması ile Osmanlı toprakları üzerinde imtiyaz bölgeleri tespit edilmiş, Fransa Türk topraklarının başlıca varisi haline gelmiş ve Mondros Antlaşması ile güney ve güneydoğu Anadolu bölgesini işgal etmiştir Daha sonra 1920 yılında imzalanan Sevr Antlaşması’nın 62. maddesine göre, İngiltere, Fransa ve İtalya Hükümetleri tarafından Fırat’ın doğusunda bulunan ve sınırları ileride tespit edilecek, Ermenistan’ın güneyi ile, Türkiye, Suriye ve Mezopotamya’nın kuzeyi arasında belirtilmiş bulunan bölge için otonomi planı hazırlanmıştır. Fransa Türkiye’ye yönelik propagandaları yönlendirmeye çalışmıştır. Özellikle Şeyh Sait İsyanı, daha sonra 1936 yılı sonlarında Hatay’ın bağımsızlığının ortaya çıktığı günlerde Fransızlar, ajanları İzzettin vasıtasıyla Seyit Rıza ile irtibat kurarak Dersim’de huzursuzluğun artmasına sebep olmuşlardır. İzzettin Mart 1937’de bir isyan için Suriye’deki Fransız gizli teşkilatından Seyit Rıza’ya talimat getirmiş, Dersim olaylarına büyük ölçüde karışmıştır

İngiltere Faktörü

İngiltere 1800’lü yıllardan itibaren Türkiye ve Ortadoğu’ya göndermiş olduğu misyoner ve ajanlar vasıtasıyla faaliyetlerini artırmıştır. Mondros Mütarekesi’nden hemen sonra İngiliz teşvik ve desteğiyle Kürdistan Teali Cemiyeti kurulmuştur. Sevr Antlaşması’nın imzalanmasıyla, İngiltere Hoybun adı altında bir Ermeni – Kürt Cemiyeti kurulmasını sağlamıştır. Bu faaliyetler sonucu 1924 yılındaki Nasturi İsyanı ve Musul Meselesi dolayısıyla, çıkartılan Şeyh Sait İsyanı, Türkiye’ye güç anlar yaşatarak Musul’un kaybedilmesine sebep olmuştur. 1925 yılında Şeyh Sait İsyanı’nın devamı niteliğindeki Raçkotan ve Raman isyanları da İngilizler’in kışkırtmaları sonucu gerçekleşmiştir. İngiltere’nin Türkiye’deki Büyükelçilik görevlileri 1937 Tunceli İsyanı’nı yakından takip ederek, gelişmeleri İngiltere Dışişleri yetkililerine sürekli olarak rapor etmişlerdir. İkinci Dünya Savaşı’nın yaklaştığı sıralarda Ortadoğu’da güç odakları oluşturmaya çalışan Avrupa devletleri, Türkiye’nin Hatay ve Dersim gibi önemli olaylar karşısındaki tutumunu dikkatle takip etmişlerdir

Rusya Faktörü

Ruslar 1804 yılından itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile ilgilenmeye başlamışlardır. 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı ile Doğu Anadolu’da bazı vilayetleri ele geçirerek bölgedeki faaliyetlerini artırmışlardır. Ruslar’ın Dersim bölgesinde organize ettikleri en önemli isyan 1916 yılında olmuş fakat 1917 Bolşevik İhtilali’nin etkisiyle bölgeden çekilmişlerdir. 1937-1938 Dersim İsyanı dolayısı ile toplanan mahkemede, ifade veren Seyit Rıza, sorgulamasında isyanda Rus kurmay subaylarının yer aldıklarını, Ruslar’ın silah ve cephane gönderdiklerini belirtmiştir

Ermeni Faktörü

Ermeniler ile Dersim aşiretleri arasındaki ilişkiler 1896 yılından itibaren kurulmuştur. 1900 yılında Tiflis’te Ermenice olarak “Dersim” adlı bir kitap yayımlanmıştır. I. Dünya Savaşı sırasında Ermeniler’in, cephe gerisindeki faaliyetleri sebebiyle Osmanlı Hükümeti 1915 yılında “Tehcir Yasası” çıkarmıştır. Tehcir sırasında 20.000 kadar Ermeni Dersim bölgesine sığınmış ve bazı aşiretler tarafından korunmuşlardır. 1919 yılı sonlarında Ermeni ve Kürt liderler arasında sağlanan uzlaşma ile ortak hareket etme kararı alınmıştır. Binbaşı Noel de Bölgede görüşmeler yaparak bir Ermenistan ve Kürdistan sınırı tespit etmiştir. Daha sonra Hoybun Cemiyeti’nin faaliyetleri ile 1933 yılında Ermeni Bogos ve M. Nuri Dersimî, Dersim çevresinde gizli görevlerde bulunmuşlardır. 1937 Dersim İsyanı’ndan hemen önce ise Suriye Sınırı’ndan Türkiye’ye kimlikleri belirlenemeyen dört Ermeni Komitacı girmiştir. Bunlar Dersim bölgesine girerek faaliyetlerde bulunmuşlar ve hemen arkasından isyan patlak vermiştir. İsyanın başlangıcı olan Kahmut Köprüsü’nün yakılması olayında da Ermeni asıllı Demirci Mustafa kullanılmıştır

Tunceli Kanunu

25 Aralık 1935 tarihinde çıkarılan kanunla 4 Ocak 1936 tarihinde Dersim Vilayeti’nin adı Tunceli Vilayeti oldu.

Yasanın uygulanmaya başlamasıyla 1937 başlarında yeni olaylar çıktı. Bölgede güvenlik sağlanamadı ve hükûmet otoritesi kurulamadı.

İsyan

Harekatı Tetikleyen Olaylar

İhsan Sabri Çağlayangil’e göre, 1937 yılında Atatürk Singeç Köprüsü’nün açılışını yapmak üzere Dersim’e gelecekti. Bu köprünün bir ucunda güvenliği sağlamak amacıyla bir askeri karakol bulunuyordu. İsmail Hakkı adlı bir teğmen’in komutasındaki karakola isyancılar tarafından saldırı düzenlendi. Karakol yakıldı ve 33 asker şehit edildi.

27 Mart 1937 tarihinde Tunceli-Erzincan yolundaki bir köprü Haydaran ve Demanan aşiretleri tarafından yakıldı. Diğer Türk Birlikleri ile bağlantı kurulmasın diye kürtler tarafından bölgenin telefon hatları kesildi. Jandarma birliklerine pusu kuruldu. Pax bucağı karakoluna baskın düzenlendi. Seyit Rıza bizzat Sin Karakolu’nun da basılması için asi milislere emir verdi. Bölgedeki 9. Seyyar Jandarma Taburu’na da baskın düzenlendi. Kendi vatandaşlarından kurulu düzensiz gerilla kuvvetlerine karşı savaşmak üzere eğitilmemiş ve bu yönde bir hazırlığı olmayan askeri kuvvetler kendilerini korumakta zaafiyet içine düşerler. Birçok askeri birlik basılarak askerler şehit edildi ve yaralandı. Asiler Mazgirt Köprüsü’nü tahrip ederler.

Askerî harekât

Birinci Tunceli Harekâtı

General Abdullah Alpdoğan’ın düzenlediği ilk harekât başarısızlıkla sonuçlandı. aşiretler ise bunun verdiği moralle tamamen silahlandı. Bu yüzden isyanı bastırmak iyice zorlaştı. Abdullah Alpdoğan yanına aldığı 50.000 asker (üç kolordu ) ile bölgeye gitti fakat dağları bir türlü aşamadı. Bunun sonucunda bir hava saldırısı gerektiğine karar verdi. Gerekli onayı alınca Sabiha Gökçen’i davet etti. Sabiha Gökçen de kabul edip Hava Kuvvetleri’nden 3 uçak filosu ile havadan saldırı gerçekleştirdi. İsyancıların saklandıkları en büyük yer olan Laş mevkiini yerle bir etti.

Yapılan harekât başarılı olmayınca, askerler bölgeye girmeyi başaramadı. 13 Eylül 1937’de anlaşmaya çağrılan Seyit Rıza tutuklandı. Askeri harekâttan sonra yapılan yargılama 15 Kasım 1937’de sona erdi. 11 kişi idama mahkûm oldu, fakat yaşların geçkin olmalarından dolayı içlerinden dördü hakkında idam cezası 30 sene ağır hapse tahvil edildi.

10-12 Eyül 1937 tarihleri arasında Seyit Rıza barış görüşmesi için Erzincan Vilayet konağına geldi ve o arada tutuklandı. Ertesi gün, Elazığ’da bulunan Umumi Müfettişliğe nakledildi ve 15 – 18 Kasım 1937 tarihleri arasında Seyit Rıza ve Halvori gözeleri’nde toplantı yapan 6 kişi idam edildi. Çok sayıda ayaklanmacı değişik hapis cezalarına çarptırıldı.

Asılan kişiler şunlardır:

17 Kasım 1937 tarihinde Mustafa Kemal Diyarbakır’dan Elâzığ’a geldi ve Tunceli’nin Pertek kazasına geçerek Murat Nehri üzerindeki Singeç Köprüsü’nün açılış törenine katıldı.

İkinci Tunceli Harekâtı

Başbakan Celal Bayar Dersimli isyancılara karşı saldırıyı onayladı ve İkinci Tunceli Harekâtı (2 Ocak – 7 Ağustos 1938) başlatıldı. Ancak olaylar durulmadı ve 1938’de kurayşan aşireti intikam için diğer aşiretleri silahlanmaya davet etti.

Üçüncü Tunceli Harekâtı

10-17 Ağustos 1938 tarihinde Üçüncü Tunceli Harekâtı düzenlendi.

Harekât sırasında basın üzerinde baskı vardı, 13 Eylül 1938 tarihinde Dersim’de zehirli gazlarla katliam yapıldığı yönünde haber yapan Köroğlu adlı bir gazete hemen kapatıldı. Harekâtın lehinde yayın yapmak ise bir süre sonra serbest bırakıldı. 6 Eylül’de başlayan operasyonlar 17 gün boyunca devam etti.  Direniş amacıyla kırsal alanda kalanların direnişi ise 1948’e kadar sürmüştür.

Askerî harekât, her ne kadar bazı aşiretleri sürgün etse de, harekât 1938 yılının sonuna doğru sona ermiştir. kaynak: vikipedi

Exit mobile version