Bilgi Birikimi

2011 KPSS Genel Kültür Çıkmış Sorular ve Çözümleri


Warning: Undefined variable $mtq_use_timer in /home/bilgibirikimixe/public_html/wp-content/plugins/mtouch-quiz/show_quiz.php on line 239

2011 KPSS Genel Kültür Çıkmış Sorular ve Çözümleri

Lütfen sayfa yüklenirken bekleyiniz, tarayıcınızda javascript desteğinin etkin olduğundan emin olunuz.
Eğer sayfa yüklenmediyse buraya tıklayınız.
Başla
Tebrikler - 2011 KPSS Genel Kültür Çıkmış Sorular ve Çözümleri adlı sınavı başarıyla tamamladınız. Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%. Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1
Aşağıdakilerden hangisi İslamiyetten önce, Türklerde ölen kişinin eşyalarıyla birlikte gömüldüğü mezara verilen addır?
A
Yuğ
B
Şad
C
Kurgan
D
Toy
E
Tigin
1 numaralı soru için açıklama 
İslamiyet’ten önce Türklerde ölen kişilerin eşyaları ile birlikte gömüldükleri mezarlara “Kurgan” denirdi. Yuğ, ölen kişinin arkasından düzenlenen cenaze merasimidir. Şad, hükümdarların büyük oğullarını verilen isimdir. Toy hem önemli devlet meselelerinin görüşüldüğü kurullara hem de önemli günlerde düzenlenen ziyafetlere, şölenlere verilen isimdir. Tigin ise hükümdarın erkek çocuklarına verilen isimdir.
Soru 2
Aşağıdakilerden hangisi, Hunların neden olduğu Kavimler Göçü’nün sonuçlarından biri değildir?
A
Avrupa’nın etnik yapısının değişmesi
B
Avrupa’da bir Hun Devleti kurulması
C
Roma İmparatorluğu’nun bütünlüğünü ve üstünlüğünü yitirmesi
D
Avrupa’da skolastik düşüncenin egemen olması
E
Göktürk Devleti’nin yıkılması
2 numaralı soru için açıklama 
Kavimler Göçü sonunda Avrupa’nın etnik yapısı değişmiş, Roma İmparatorluğu zayıflayarak parçalanmış, Avrupa’da dine dayalı olan skolastik düşünce egemen olmuş ve Avrupa Hun Devleti kurulmuştur. Ancak Göktürk Devleti 375 yılında düzenlenen Kavimler Göçü’nden çok sonra 552 yılında Orta Asya’da kurulmuş ve 630 yılında yıkılmıştır. Bu nedenle Avrupa’yı etkileyen Kavimler Göçü ile ilgisi görülmemiştir. [Cevap E]
Soru 3
Cengiz Han’ın torunu Hülagu tarafından İran’da kurulan ve 1258 yılında Bağdat’ı alarak Abbasi Devleti’ne son veren devlet aşağıdakilerden hangisidir?
A
İlhanlı Devleti
B
Timur Devleti
C
Altın Orda Devleti
D
Çağatay Devleti
E
Memluk Devleti
3 numaralı soru için açıklama 
Cengiz Han’ın torunu Hülagü Han tarafından kurulan Bağdat’ı alarak Abbasi Devleti’ne son veren devlet İlhanlılardır. Cengiz Han ölmeden önce devletini oğulları arasında paylaştırmıştır. Bu nedenle ölümünden sonra Çin’de torunu Kubilay tarafından (1280 - 1386) Kubilay Hanlığı, Türkistan’da oğlu Çağatay tarafından (1227 - 1369) Çağatay Hanlığı, Aşağı Volga bölgesinde torunu Batu tarafından (1227 - 1502) Altın Orda Hanlığı, İran’da ise torunu Hülagü tarafından (1256 - 1336) İlhanlılar Devleti kurulmuştur. [Cevap A]
Soru 4
Aşağıdakilerden hangisi, Türk-İslam devletlerinde pazarlarda fiyatları, tartı ve ölçü aletlerini, üretilen ve satılan malların kalitesini denetleyen görevlidir?
A
Ulak
B
Silahtar
C
İğdişbaşı
D
Muhtesip
E
Câmedâr
4 numaralı soru için açıklama 
Türk - İslam devletlerinde pazarlarda fiyatları, tartı ve ölçü aletlerini, üretilen ve satılan malların kalitesini denetleyen aynı zamanda belediye işlerine bakan görevli Muhtesiptir. Ulak bir yerden bir yere haber götüren görevlidir. Silahtar sultanın silahını koruyan görevlidir. İğdiş-başı esnaf temsilcisidir. Câmedâr ise sultanın elbiselerinden sorumlu olan görevlidir. [Cevap D]
Soru 5
Osmanlı Döneminde, Fatih Sultan Mehmet’in hocası olmuş, din, tasavvuf ve tıp alanlarındaki çalışmalarıyla bilinen ünlü bilgin aşağıdakilerden hangisidir?
A
Ebussuud
B
Emir Sultan
C
Akşemseddin
D
Kemalpaşazade
E
Molla Fenari
5 numaralı soru için açıklama 
Osmanlı döneminde Fatih Sultan Mehmet’in hocası olmuş, din, tasavvuf ve tıp alanlarındaki çalışmaları ile tanınan ünlü bilgin 1389 - 1459 yıllarında yaşamış olan Akşemseddin’dir. [Cevap C]
Soru 6
Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyılda güzel sanat dallarında eğitim ve öğretim yapmak üzere açılan ve müdürlüğüne Osman Hamdi Bey’in getirildiği okul aşağıdakilerden hangisidir?
A
Darülmuallimin
B
Sanayi-i Nefise Mektebi
C
Galatasaray Sultanisi
D
Darülfünun
E
Darülmaarif
6 numaralı soru için açıklama 
Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyılda (1882 yılında) açılan güzel sanatlar alanında eğitim veren okul Sanayi-i Nefise Mektebidir. Osman Hamdi Bey’in kurucu müdürü olduğu okul 1927 yılında güzel sanatlar akademisine dönüştürülmüştür. [Cevap B]
Soru 7
II. Mahmut, Vak’a-i Hayriye’den sonra, “Bundan böyle saltanatın millet için bir dehşet, bir korku kaynağı değil, fakat bir destek olmasını istiyorum.Bunun için ferdin malına el konulması geleneğini kaldırıyorum.” demiştir.
Bu bilgiyle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A
Müsadere usulüne son verildiğine
B
Sened-i İttifak’ın imzalandığına
C
Divanıhümayundan Bakanlıklar Sistemine’ne geçildiğine
D
İlk posta teşkilatının oluşturulduğuna
E
Yeni bir ordunun kurulduğuna
7 numaralı soru için açıklama 
II. Mahmut’un kişinin malına el konulması geleneğini kaldırması Müsadere usulüne son verildiğini göstermektedir. Osmanlı Devleti’nde gerekli görüldüğü hallerde kişinin mal varlığına devletçe el konulması uygulamasına müsadere usulü denilmektedir. Bu uygulama özel mülkiyetin oluşumuna engel teşkil etmektedir. II. Mahmut bu usulü kaldırarak özel mülkiyete geçişin ilk büyük adımını atmıştır. Tanzimat Dönemi’nde ise özel mülkiyet hakkı getirilmiştir. [Cevap A]
Soru 8
Osmanlı Devleti olası bir Rus saldırısı karşısında ülkesini savunacağı düşüncesiyle aşağıdakilerden hangisinin yönetimini 1878 yılında İngiltere’ye geçici olarak bırakmıştır?
A
Mısır
B
Kıbrıs
C
Rodos
D
Meis
E
Kırım
8 numaralı soru için açıklama 
Osmanlı Devleti olası bir Rus saldırısına karşı kendisini koruması amacıyla 1878 yılında Kıbrıs Adası’nın yönetimini İngiltere’ye bırakmıştır. Adanın yönetimini üstlenen İngiltere burayı askeri bir üs haline getirmiştir. I. Dünya Savaşı sırasında ise adayı kendisine kattığını ilan etmiştir. [Cevap E]
Soru 9
Aşağıdakilerden hangisinin Osmanlı Devleti’nin ve Almanya’nın, Kafkas Cephesi’nin açılmasıyla elde etmeyi planladıkları kazanımlardan biri olduğu savunulamaz?
A
Bakü petrollerini ele geçirmek
B
Kafkaslar üzerinden Hindistan’a ulaşmak
C
Rusya’nın güneye inmesini önlemek
D
Kafkaslardaki bağımsızlık mücadelesini desteklemek
E
Süveyş Kanalı’nı ele geçirerek İngilizlerin sömürgelerine giden yolu kapatmak
9 numaralı soru için açıklama 
I. Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde Osmanlı Devleti, Bakü petrollerini ele geçirme, Kafkaslardan Hindistan’a ulaşma, Rusların güneye inmesini önleme ve Kafkaslardaki bağımsızlık hareketlerini destekleme amaçlarını gütmüştür. Ancak Süveyş Kanalı’nı ele geçirerek İngiltere’nin sömürgelerine giden yolunu kapatma amacı gütmemiştir. Bu amaç Kafkas Cephesi’nde değil Mısır Cephesi’nde gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. [Cevap E]
Soru 10
Aşağıdakilerden hangisi Wilson ilkelerinden biri değildir?
A
Devletler arasındaki anlaşmazlıkları barış yoluyla çözecek bir teşkilat kurulması
B
Yenen devletlerin, yenilen devletlerden toprak almaması
C
Yenilen devletlerin, yenen devletlere savaş tazminatı ödemesi
D
Boğazların her devletin ticaret gemilerine açık olması
E
Devletler arasında gizil anlaşmalar yapılmaması
10 numaralı soru için açıklama 
I. Dünya Savaşı sırasında 8 Ocak 1918’de yayımlanan Wilson ilkelerinde, devletlerarası gizli antlaşmaların yapılmaması, boğazların bütün ülkelerin ticaret gemilerine açık olması, yenen devletlerin yenilenlerden toprak almaması ve devletlerarası anlaşmazlıkların barış yoluyla çözümü için uluslararası bir örgütün kurulması kararları yer almıştır. Ancak yenilen devletlerin yenen devletlere savaş tazminatı ödemesi değil ödememesi belirtilmiştir.[Cevap C]
Soru 11
I. İslam Teâli Cemiyeti II. İngiliz Muhipleri Cemiyeti III. Sulh ve Selâmet-i Osmaniye Fırkası
Yukarıdakilerden hangileri ulusal mücadeleye karşı çıkmıştır?
A
I, II ve III
B
II ve III
C
I ve II
D
Yalnız III
E
Yalnız I
11 numaralı soru için açıklama 
Ulusal mücadele sırasında faaliyet gösteren İslam Teali, İngiliz Muhipleri ve Sulh ve Selameti Osmaniye cemiyetleri ulusal mücadeleye karşı çıkmışlardır. İslam Teali Cemiyeti halifeye bağlı kalmakla kurtuluşun gerçekleşeceğini savunarak ulusal mücadeleye karşı çıkarken, İngiliz Muhipleri Cemiyeti İngiliz himayesi altına girmeyi amaçlamıştır. Sulh ve Selameti Osmaniye Cemiyeti de yine saltanat makamına bağlı kalınarak kurtuluşun gerçekleşeceğini savunarak ulusal mücadeleye karşı bir tutum izlemiştir. [Cevap A]
Soru 12
İstanbul’un Anlaşma Devletleri tarafından işgal edilmesi ve Mebuslar Meclisinin dağılmasına aşağıdakilerden hangisinin neden olduğu savunulabilir?
A
İstanbul Hükûmetiyle Temsilciler Kurulunun görüşme yapması
B
Ali Fuat Paşa’nın Kuvayımilliye Komutanlığına atanması
C
Hükûmet üyelerinin Meclis dışından seçilmesi
D
Misakımillî’nin ilan edilmesi
E
Erzurum’da kongre toplanması
12 numaralı soru için açıklama 
İstanbul’un Anlaşma Devletleri tarafından işgal edilmesine ve Mebuslar Meclisi’nin dağıtılmasına neden olan gelişme Son Osmanlı Mebuslar Meclisi tarafından 28 Ocak 1920 yılında Misakımilli kararlarının kabul ve ilan edilmesidir. Misakımilli kararlarının ilanı ile bütün ulus milli mücadelenin yanında yer almış bu durumdan rahatsız olan Anlaşma Devletleri de belirtilen gelişmelere yol açmıştır. [Cevap D]
Soru 13
Aşağıdakilerden hangisi Gümrü Antlaşması’yla sağlanan kazanımlardan biri değildir?
A
Gürcistan’la olan anlaşmazlıkların ortadan kaldırılmasına zemin hazırlaması
B
Doğu Cephesi’ndeki silah ve teçhizatın bir kısmının batıya taşınmasına ortam hazırlaması
C
Halk arasında orduya ve Meclise duyulan güvenin artması
D
Sovyetlerden alınacak yardımların Anadolu’ya gelmesini sağlayacak yolun açılması
E
Afganistan’la dostluk anlaşması yapılması
13 numaralı soru için açıklama 
Kurtuluş Savaşı sırasında Gümrü Antlaşması 3 Aralık 1920 tarihinde Ermeniler ile imzalanmıştır. Bu antlaşma ile Ermeniler Anadolu’daki bütün iddialarından vazgeçtikleri için halk arasında meclise duyulan güven artmış, Sovyetlerden gelecek yardımların yolu açılmış, doğu cephesindeki silah ve cephanenin bir kısmı batıya sevk edilmiş, Gürcistan ile anlaşma zemini olmuştur. Ancak Afganistan ile Dostluk Antlaşması daha sonra I. İnönü Savaşı sonrasında 1 Mart 1921’de yapılmıştır. Gümrü Antlaşması ile ilgisi yoktur. [Cevap E]
Soru 14
Atatürk, “Bu anlaşma, Türk ulusuna karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış, büyük bir suikastın yıkılışını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasal zafer yapıtıdır.” sözünü aşağıdakilerden hangisi için kullanmıştır?
A
Mudanya Ateşkes Anlaşması
B
Moskova Antlaşması
C
Ankara Antlaşması
D
Lozan Antlaşması
E
Montrö Boğazlar Sözleşmesi
14 numaralı soru için açıklama 
Atatürk’ün sözünü ettiği anlaşma Lozan Barış Antlaşması’dır. Lozan Barış Antlaşması ile emperyalist devletlerin Türk ulusuna son vererek Ortadoğu’ya hakim olma projesi devre dışı kalmıştır. Yeni Türk devletinin tam bağımsızlığı sağlanmıştır. [Yanıt D]
Soru 15
Aşağıdakilerden hangisi, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun (Öğretim Birliği) sonuçlarından biri değildir?
A
Öğretim ilkelerinde birlik sağlanması
B
Genel eğitim kurumlarının Millî Eğitim Bakanlığına bağlanması
C
İlk Maarif Kongresi’nin düzenlenmesi
D
Ulusal kültür birliğinin sağlanması için ortam hazırlanması
E
Dinî esaslara dayalı eğitim anlayışının terk edilmesi
15 numaralı soru için açıklama 
TBMM’nin 3 Mart 1924 tarihinde çıkardığı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile öğretimdeki bölünmüşlüğe son verilerek, bütün okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmış, öğretim ilkelerinde birlik sağlanarak ulusal kültür birliği oluşumu için zemin hazırlanmış ve dine dayalı eğitim anlayışı terk edilerek laik eğitim sistemimizin temeli atılmıştır. Ancak 14 Temmuz 1921’de düzenlenen I. Maarif Kongresi’nin Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun sonuçları ile ilgisi görülmemiştir. [Cevap C]
Soru 16
Atatürk, “En iyi bireyler, kendinden çok, bağlı olduğu toplumu düşünen, onun varlığının ve mutluluğunun korunmasına yaşamını adayan insanlardır.” demiştir.
Atatürk’ün bu sözündeki en iyi birey tanımının aşağıdakilerden hangisiyle eşleştiği savunulabilir?
A
Vatandaşlık bilincine erişmiş kişi
B
Başkalarının hak ve özgürlüklerine değer vermeyen kişi
C
Belli bir sınıfın yararını gözeten kişi
D
Sorumluluklarının gereğini yerine getirmeyen kişi
E
Önceliklerini kişisel çıkardan yana kullanan kişi
16 numaralı soru için açıklama 
Atatürk’ün belirtilen sözü vatandaşlık bilincine erişmiş bireyin tanımıdır. Vatandaşlık bilincine erişmiş bireyler kendinden çok ait olduğu toplumu düşünen, onun varlığı ve mutluluğu için çalışan bireydir. [Cevap A]
Soru 17
Kurtuluş Savaşı’nın anlamını ve bağımsızlık isteğini dile getirecek bir marşın yazılması için yarışmayı aşağıdakilerden hangisi açmıştır?
A
Millî Savunma Bakanlığı
B
Genelkurmay Başkanlığı
C
Millî Eğitim Bakanlığı
D
İçişleri Bakanlığı
E
Dışişleri Bakanlığı
17 numaralı soru için açıklama 
Kurtuluş Savaşı sırasında İstiklal Marşı’nın yazılması için düzenlenen yarışmayı Milli Eğitim Bakanlığı düzenlemiştir. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi (Tanrıöver) Bey tarafından organize edilen yarışmada katılan şiirler beğenilmeyince Mehmet Akif Ersoy’un yazması istenmiştir. Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı İstiklal Marşı şiiri 12 Mart 1921 tarihinde ulusal marş olarak kabul edilmiştir. [Cevap C]
Soru 18
Atatürk Nutuk’ta, “Takrir-i Sükûn Kanunu ile İstiklal Mahkemelerini, istibdat vasıtası olarak kullanacağımız fikrini ortaya atanlar ve bu fikri telkine çalışanlar oldu... Biz olağanüstü olarak alınan ve fakat yasal olan önlemleri hiçbir vakit ve hiçbir surette, kanunun üzerine çıkmak için vasıta olarak kullanmadık.” demiştir.
Atatürk’ün bu anlatımıyla, Takrir-i Sükûn Kanunu’nun kabul edilmesi ve İstiklal Mahkemelerinin kurulmasında aşağıdakilerden hangisini gerekçe olarak gösterdiği savunulamaz?
A
Devletin hayat ve bağımsızlığını sağlama
B
Milletin medeni ve sosyal gelişmesine ilişkin girişimleri koruma
C
Ülkenin düzen ve güvenliğini sağlama
D
Tehlikelere karşı önlem alma zorunluluğu
E
Uluslararası ilişkileri düzenleme zorunluluğu
18 numaralı soru için açıklama 
Şeyh Sait İsyanı’na bağlı olarak 4 Mart 1925’te çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu ve İstiklal Mahkemelerinin kurulması ülkenin düzen ve güvenliğinin sağlanması, devletin varlığına yönelik tehdit ve tehlikelerin önlenmesi, yapılmış devrimlerin korunması ve yerleşmesi amacını taşımıştır. Uluslararası ilişkilerin düzenlenmesi ile ilgisi yoktur. [Cevap E]
Soru 19
Aşağıdakilerden hangisi Teşvik-i Sanayi Kanunu’nun uygulamalarından biri değildir?
A
Çeşitli sanayi kuruluşlarına devlet arazisi tahsis edilmesi
B
Bazı işletmelere taşıma hizmetlerinde indirim sağlanması
C
Millî tasarruf ve mevduatın artması için Türkiye İş Bankasının kurulması
D
Vergilerde muafiyetler getirilmesi
E
Devlet daireleri için yerli ürün kullanma zorunluluğunun getirilmesi
19 numaralı soru için açıklama 
1927 yılında çıkarılan Teşvik-i Sanayi Kanunu ile devlet sanayileşmenin sağlanabilmesi için özel teşebbüse destek olmaya çalışmıştır. Bu amaçla özel teşebbüse bazı vergi muafiyetleri getirilmiş, taşıma hizmetlerinde indirim yapmış, devlet arazisi tahsis etmiş ve devlet dairelerine yerli ürün kullanma zorunluluğu getirilmiştir. Ancak Türkiye İş Bankası bu kanundan daha önce 1924 yılında kurulmuştur. Bu nedenle Teşvik-i Sanayi Kanunu ile ilgili bir uygulama olmamıştır. [Cevap C]
Soru 20
Türk İnkılabı’nın,
I. belli bir ideolojiye bağlı olarak ortaya çıkma, II. başka uluslara örnek olma, III. tek kişinin egemenliğine dayalı ülke idaresini değiştirme
durumlarından, hangileri bakımından Rus İnkılabı’ndan farklı olduğu savunulabilir?
A
Yalnız I
B
Yalnız II
C
Yalnız III
D
I ve II
E
II ve III
20 numaralı soru için açıklama 
Türk İnkılabı, Rus İnkılabı’na tek kişinin egemenliğine karşı olma ve başka uluslara örnek teşkil etme yönüyle benzerlik göstermektedir. Türk İnkılabı Osmanlı saltanatına Rus İnkılabı çarlık düzenine karşı çıkarak kişisel egemenliğe son vermiştir. Bu durum diğer kişisel egemenlikle idare edilen uluslara da örnek olmuştur. Ancak Rus İnkılabı belli bir ideolojiye yani komünizme dayalı olarak gelişmiş ve belli bir sınıfa (işçi sınıfı) mal edilmiştir. Türk İnkılabı ise belli bir ideolojiye ve sınıfa değil tüm halka mal olan bir inkılap olmuştur. [Cevap A]
Soru 21
• Soyadı Kanunu’nun kabul edilmesi • Medreselerin kapatılması • Medeni Kanun’un kabul edilmesi
Yukarıdaki gelişmeler aşağıda verilen Atatürk ilkelerinden hangisiyle ilişkilendirilemez?
A
Laiklik
B
Devletçilik
C
Milliyetçilik
D
Halkçılık
E
İnkılapçılık
21 numaralı soru için açıklama 
Soyadı Kanunu toplumsal yaşamdaki karışıklıkları ve eşitsizlikleri önlediği için halkçılık ilkesi ile ilgilidir. Medreselerin kapatılması ulusal kültürün oluşması açısından milliyetçilik, dine dayalı eğitime son vermesi açısından laiklik ilkesi ile ilgilidir. Medeni Kanun ise sosyal yaşamdaki eşitsizlikleri önlemesi açısından halkçılık, dine dayalı hukuk anlayışına son vermesi açısından laiklik daha yeni ve çağdaş olması açısından inkılapçılık ilkesi ile ilgilidir. Ancak büyük yatırımların devlet eliyle gerçekleştirilmesini savunan devletçilik ilkesi ile verilen gelişmelerin ilişkisi bulunmamaktadır. [Cevap B]
Soru 22
Aşağıdakilerden hangisinin sosyal hayattaki ayrıcalıkları önlemek amaçlı olduğu savunulamaz?
A
Tekke ve zaviyelerin kapatılması
B
Hacı, ağa, hafız, molla gibi unvanların kaldırılması
C
Medeni Kanun’un kabul edilmesi
D
Devlet İstatistik Enstitüsünün kurulması
E
Dinî giysilerin mabetler dışında giyilmesinin yasaklanması
22 numaralı soru için açıklama 
Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması, hacı, hafız, molla gibi unvanların kaldırılması, Medeni Kanun’un kabul edilmesi ve dini giysilerin mabetler dışında giyilmesinin yasaklanması sosyal yaşamda görülen ayrıcalıkları önleme amacı taşımaktadır. Ancak 1926 İstatistik Umum Müdürlüğü olarak kurulan 1962 yılında Devlet İstatistik Enstitüsü adını alan kurumun bu durumla bir ilgisi bulunmamaktadır. [Cevap D]
Soru 23
Mustafa Kemal, “Hiçbir sınır tanımayarak dünyadaki bütün Türkleri bir devlet olarak birleştirmek, ulaşılamayacak bir amaçtır. Bu, yüzyılların ve yüzyıllarca yaşamakta olan insanların çok acı, çok kanlı olaylar ile ortaya koyduğu bir gerçektir.” demiştir.
Mustafa Kemal bu sözüyle, Osmanlı Devleti’nin yıkılışı döneminde savunulan aşağıdaki fikir akımlarından hangisini eleştirmiştir?
A
Osmanlıcılık
B
Turancılık
C
Milliyetçilik
D
Batıcılık
E
İslamcılık
23 numaralı soru için açıklama 
Mustafa Kemal Paşa’nın “Hiç bir sınır tanımayarak dünyadaki bütün Türkleri bir devlet olarak birleştirmek ulaşılmayacak bir amaçtır.” diye eleştirdiği fikir akımı Turancılıktır. Turancılık dünyadaki bütün Türkleri ve yaşadıkları bölgeleri içine alan büyük bir Türk devleti kurma ideolojisidir. [Cevap B]
Soru 24
Mustafa Kemal, “...Artık hükûmet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır. Hükûmet millettir ve millet hükûmettir. Artık hükûmet ve hükûmet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır.” demiştir.
Mustafa Kemal’in bu anlatımıyla aşağıdaki kavramlardan hangisini vurguladığı savunulabilir?
A
Tam bağımsızlık
B
Barışseverlik
C
Bilimsellik
D
Millî birlik ve beraberlik
E
Vatanseverlik
24 numaralı soru için açıklama 
Mustafa Kemal Paşa “Artık hükûmet ile millet arasında ayrılık kalmamıştır hükûmet millettir ve millet hükûmettir” diyerek milli birlik ve beraberlik kavramını vurgulamıştır. Milli birlik ve beraberliğin oluşması için hükûmetin milletten ayrı olmaması ve milletin üstünlüğünü kabul et-mesi gerekir. [Cevap D]
Soru 25
Aşağıdakilerden hangisi Cumhuriyet Dönemi gelişmelerinden biri değildir?
A
Kabotaj Kanunu’nun çıkarılması
B
Halifeliğin kaldırılması
C
Çok partili hayata geçiş amacıyla siyasi partilerin kurulması
D
Sadabat Paktı’nın imzalanması
E
Kanunuesasi’nin kabul edilmesi
25 numaralı soru için açıklama 
Cumhuriyet Dönemi 29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyetin ilan edilmesi ile başlamış ve halen devam etmekte olan dönemdir. Kabotaj Kanunu 1 Temmuz 1926’da kabul edilmiştir. Halifelik 3 Mart 1924’te kaldırılmıştır. Çok partili hayata geçiş amacı ile siyasi partiler 1924 yılında kurulmuştur (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 17 Kasım 1924’te kurulmuştur). Sadabat Paktı 8 Temmuz 1937’de imzalanmıştır. Ancak Kanunuesasi’ye Cumhuriyetten önce 23 Aralık 1876’da ilan edilmiştir. [Cevap E]
Soru 26
Aşağıdakilerden hangisi, Atatürk Döneminde tarımı geliştirmek amacıyla yapılan çalışmalardan biri değildir?
A
Aşar vergisinin kaldırılması
B
Ziraat Bankasının kurulması
C
Numune çiftliklerinin kurulması
D
Yüksek Ziraat Enstitüsünün kurulması
E
Tarım satış kooperatiflerinin kurulması
26 numaralı soru için açıklama 
Atatürk döneminde tarımı geliştirmek amacıyla 1925 yılında Aşar vergisi kaldırılmıştır. 1925’ten itibaren numune çiftlikleri kurulmuştur. 1933 yılında Yüksek Ziraat Enstitüsü kurulmuştur. 1935 yılında Tarım Satış Kooperatifleri kurulmuştur. Ancak Ziraat Bankası Osmanlı döneminde 1888 yılında kurulmuştur. [Cevap B]
Soru 27
I. Mudanya Ateşkes Anlaşması’yla ilgili görüşmelerdeki başarısı II. Eskişehir-Kütahya Savaşları III. Genelkurmay Başkanı olduğu sırada yaptığı başarılı hizmetleri
İsmet İnönü’nün Lozan Konferansı’na gönderilen heyete başkan olarak seçilmesinde yukarıdakilerden hangilerinin etkili olduğu savunulabilir?
A
Yalnız I
B
Yalnız II
C
Yalnız III
D
I ve III
E
II ve III
27 numaralı soru için açıklama 
İsmet İnönü’nün Lozan Konferansı’na gönderilen heyetin başkanı seçilmesinde, Mudanya Ateşkes Antlaşması görüşmelerindeki başarısı ve Genel Kurmay Başkanlığı sırasındaki başarılı hizmetleri etkili olmuştur. Ancak Eskişehir - Kütahya Savaşı kaybedildiği için etkisi olmamıştır. [Cevap D]
Soru 28
I. Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) II. Milletler Cemiyeti III. Balkan Antantı
Türkiye Cumhuriyeti’nin yukarıdaki kuruluşlara üye olma sıralaması aşağıdakilerden hangisidir?
A
I, II, III
B
II, I, III
C
II, III, I
D
III, II, I
E
III, I, II
28 numaralı soru için açıklama 
Türkiye Cumhuriyeti Milletler Cemiyetine 18 Temmuz 1932’de üye olmuştur. Balkan Antantı 9 Şubat 1934’te kurulmuştur. Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) ise 18 Mayıs 1952’de üye olmuştur. [Cevap C]
Soru 29
Aşağıdakilerden hangisi, Lozan Antlaşması imzalandıktan sonra Türkiye ile Fransa arasında gerginliğe sebep olan konulardan biri değildir?
A
Osmanlı borçları
B
Yabancı okullar
C
Adana-Mersin demir yolları
D
Bozkurt-Lotus davası
E
Oniki Ada’nın silahlandırılması
29 numaralı soru için açıklama 
Fransa ile Lozan Antlaşması’ndan sonra aramızda Osmanlı borçları, yabancı okullar, Bozkurt - Lotus Davası ve Adana - Mersin demiryolları sorunları görülmüştür. Ancak On iki Ada’nın silahlandırılması konusu Fransa ile ilgili değildir. Rodos ve On iki Ada Lozan’da İtalya’ya bırakılmıştır. 1947 yılında ise İtalya’dan alınarak Yunanistan’a verilmiştir. [Cevap E]
Soru 30
Türkiye’nin Milletler Cemiyetine üye olmasında aşağıdakilerden hangisinin etkisi olduğu savunulamaz?
A
Boğazlar sorununun barışçıl bir tutumla çözülmesi
B
Avrupa’daki gruplaşmanın belirgin bir hâl alması
C
Türkiye’nin Batılı devletlerle sorunlarına barışçıl çözüm araması
D
Türkiye’nin uluslararası politikada öneminin artması
E
Türkiye’nin komşularıyla dostluk antlaşmaları imzalaması
30 numaralı soru için açıklama 
Türkiye’nin Millet Cemiyeti’ne üye olmasında Avrupa’da II. Dünya Savaşı tehlikesine bağlı olarak gruplaşmaların başlaması, sorunlarında barışçıl çözümler araması, komşuları ile dostluk antlaşmaları imzalaması ve uluslararası politikada öneminin artması etkili olmuştur. Ancak Boğazlar sorunu Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile 20 Temmuz 1936’da çözümlenmiştir. Yani bu sorun çözüldüğünde Türkiye zaten cemiyetin üyesidir. Bu nedenle üye olmasına etkisi söz konusu değildir. [Cevap A]
Soru 31
Televizyonda hava durumunu aktaran sunucu, Türkiye kıyılarında rüzgârın karayel ve poyrazdan saatte 50-60 kilometre hızla estiğini söylemiştir.

Buna göre, haritada numaralanmış rüzgârlardan hangisinin esiş yönü yanlış verilmiştir?
A
I
B
II
C
II
D
IV
E
V
31 numaralı soru için açıklama 
Haritada I ve V numaralı doğrultularda esen rüzgar esen rüzgar karayel, II ve IV numaralı doğrultularda esen rüzgar ise Poyraz’dır. Ege Bölgesi’nde batıdan esen III numaralı rüzgar Günbatısıdır. Buradaki rüzgarın Karayel’in esme yönüne uygun olarak kuzeybatıdan esmesi gerekirdi. [Cevap C]
Soru 32
I. Topraklarının mineral bakımından genellikle zengin olması II. Turizm açısından önemli yer şekillerine sahip olması III. Aktif volkanların bulunması IV. Fay hatları ve püskürük kayaçların olduğu yerlerde bulunması
Yukarıdakilerden hangileri Türkiye’deki volkanik arazilerin tümü için ortak bir özelliktir?
A
I ve II
B
I ve IV
C
II ve III
D
II ve IV
E
III ve IV
32 numaralı soru için açıklama 
Soru kökünde volkanik arazilerin ortak özellikleri istenmektedir. - Toprakların mineral bakımından genellikle zengin olması, Türkiye’deki volkanik arazilerin tümü için söylenebilir. (I) Bu durumun başlıca nedeni lav haznesinin soğuduktan sonra ayrışması sonucu mineral yönünden zengin toprak oluşumlarına kaynak olmasıdır. - Turizm açısından önemli yer şekillerine sahip olması, ülkemiz volkanik arazileri için ortak bir özellik değildir. (II) Örneğin Nevşehir çevresinde turizm açısından önemli olan peri bacaları olmakla beraber Kars Platosundaki volkanik arazide turizme konu olabilecek bir yer şekli örneği bulunmaz. - Aktif volkanların bulunması Türkiye için söylenemez (III) Çünkü ülkemizin volkanik dağları faaliyetini kaybetmiş başka bir ifadeyle sönmüştür. - Türkiye’de volkanik arazilerin özelliklerinden biri de, fay hatları ve püskürük kayaçların olduğu yerlerde bulunmasıdır. (IV). Fay hatlarındaki zayıf dirençli alanlardan çıkan lav tabakaları zamanla soğuyup ayrışarak bazalt, andezit, granit vs. gibi püskürük kayaçların oluşmasına yol açmıştır. [Cevap B]
Soru 33
Türkiye’nin coğrafi bölgeleri belirlenirken fiziki, beşerî ve ekonomik özellikler göz önünde bulundurulmuştur. Fiziki özellikler içerisinde de yer şekilleri belirleyici olmuştur.
Buna göre, Ege Bölgesi’nin sınırlarının, diğer kıyı bölgelerinin aksine iç kesimlere daha fazla sokulması, bölgedeki dağların hangi özelliğiyle açıklanabilir?
A
Kıyı çizgisine uzanış doğrultusuyla
B
Yükselti değerleriyle
C
Kayaç özellikleriyle
D
Oluştukları dönemle
E
Üzerlerindeki doğal bitki örtüsüyle
33 numaralı soru için açıklama 
Ege Bölgesi’nin sınırlarının diğer kıyı bölgelerinin aksine iç kesimlere daha fazla sokulmasında bu bölgedeki dağların kıyı çizgisine uzanış doğrultuları belirleyici olmuştur. [Cevap A]
Soru 34
Aşağıda belirtilen dönem ve olayların hangisi, Türkiye’de nüfus artış hızının azalmasında daha az etkili olmuştur?
A
1918 - 1923 döneminde savaşların yaşanması
B
1940 - 1945 döneminde II. Dünya Savaşı nedeniyle seferberlik ilan edilmesi
C
1960 - 1965 döneminde özellikle yetişkin erkek nüfusun işçi olarak yurt dışına gitmesi
D
1970 - 1980 döneminde kırsal kesimden kentlere olan iç göçün yoğunluk kazanması
E
1985 - 2010 döneminde eğitim seviyesinin yükselmesi ve kadınların iş hayatına daha fazla katılması
34 numaralı soru için açıklama 
Türkiye’de nüfus artış hızının azalmasında etkisi belirgin olan dönem ve olaylar şunlardır; - 1918 – 1923 döneminde savaşların yaşanması; bu yıllarda ulusal mücadeleye k a t k ı sağlamak amacıyla erkek, kadın nüfus savaşta hayatını kaybetmiş, buna bağlı olarak nüfus artış hızında düşme yaşanmıştır. (A) - 1940 – 1945 döneminde II. Dünya Savaşı nedeniyle seferlik ilan edilmesi; Bu dönemde seferberlik nedeniyle erkek nüfusun silah altına alınması Türkiye’de nüfus artış hızının cumhuriyet döneminde en düşük seviye de olmasına neden olmuştur. (B) - 1960 – 1965 döneminde özellikle yetişkin erkek nüfusun işçi olarak yurt dışına gitmesi; üretken nüfusun yurt dışına gitmesi doğumların dolayısıyla nüfus artış hızının azalmasında etkili olmuştur. (C) - 1985 – 2010 döneminde eğitim seviyesinin yükselmesi ve kadınların iş hayatına katılması; Eğitim düzeyi ile birlikte bilinçlenmenin artması, kadının giderek iş hayatında daha fazla yer alması doğum oranlarının azalmasına yol açmıştır. Buna bağlı olarak nüfus artış hızı düşmüştür. (E) Buna göre Türkiye’de nüfus artış hızının azalmasında etkisi en az olan dönem ve olay, 1970 – 1980 döneminde kırdan kente göçlerin yoğunluk kazanmasıdır. (D) [Cevap D]
Soru 35
Türkiye’de 1950 yılından sonra etkili olmaya başlayan iç göçlerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A
Denize kıyısı olan coğrafi bölgelerin tümünde nüfus artışının başlıca nedeni bölge dışından alınan göçlerdir.
B
İç göçlerin önemli bir bölümü ekonomik ve sosyal alanlardaki değişimler ve doğal afetler gibi nedenlerle olmaktadır.
C
Göç hareketi daha çok doğudan batıya doğru olmaktadır.
D
Göç veren illerde doğum oranı genellikle yüksektir.
E
Türkiye’de nüfus hareketlerinin büyük çoğunluğunu iç göçler oluşturmaktadır.
35 numaralı soru için açıklama 
Türkiye’de iç göçlerin özellikleri arasında şunlar yer alır; - Önemli bir bölümü ekonomik ve sosyal nedenlerden kaynaklanır. - Göçler daha çok doğudan batıya doğrudur. - Göç veren yöre ve illerde doğum oranı genellikle yüksektir. - Türkiye’de nüfus hareketinin büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır. - İç göçe katılan nüfusun genellikle eğitim seviyesi düşüktür. - Göçe katılan nüfus çoğunlukla aktif nüfustur. - Kıyı bölgeleri iç kesimlerden daha fazla göç alır. Türkiye’de “kıyı bölgelerinin tümünde nüfus artışının başlıca nedeni bölge dışından alınan göçlerdir.” yargısı iç göçlerle ilgili doğru olamaz. Karadeniz Bölgesi’nde doğum oranlarının fazla, iş imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle bölge dışına yaşanan göçler bu yargıyı bozmaktadır [Cevap A]
Soru 36
Aşağıda beş ile ait bazı beşerî ve ekonomik özellikler verilmiştir.
I. Bolu’da kümes hayvancılığının yaygınlaşması,
II. Kars’ta kış turizminin gelişmesi,
III. Elazığ’da Keban Barajı’nın işletmeye açılması,
IV. Eskişehir’in bir üniversite ve kültür kenti olması,
V. Burdur’da İnsuyu Mağarası’nın turizme açılması
Buna göre, yukarıdaki illere ait beşerî ve ekonomik özelliklerden hangisi, o ilin sosyoekonomik yapısında diğerlerine göre daha büyük değişime neden olmuştur?
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
36 numaralı soru için açıklama 
Kentlerin sosyoekonomik yapısında en büyük değişime neden olan etkinlik sanayidir. Ancak öncüllerdeki illerde sanayiye yönelik belirgin bir ekonomik özellik verilmemiştir. Bu durumda illerin sosyoekonomik düzeyleri birbirleriyle kıyaslandığında, Eskişehir’in bir üniversite ve kültür kenti olması bu şehrin yapısında daha büyük değişime yol açmıştır. İlde Anadolu ve Osmangazi adlarında iki üniversite bulunmaktadır. Bu üniversitelerde okuyan binlerce öğrenci Eskişehir’in sosyoekonomik ve kültürel yapısına büyük katkılar sağlamaktadır. [Cevap D]
Soru 37
Aşağıdakilerden hangisi Kocaeli, Bursa ve Sakarya illerinin ortak özellikleri arasında yer almaz?
A
Nüfus yoğunluklarının Türkiye ortalamasının üzerinde olması
B
Ulaşım olanaklarının gelişmiş olması
C
Petrokimya endüstrisinin gelişmiş olması
D
Dışarıdan göç alması
E
Aynı coğrafi bölgede topraklarının bulunması
37 numaralı soru için açıklama 
Kocaeli, Bursa ve Sakarya illeri; - Nüfus yoğunluklarının Türkiye ortalamasının üzerinde olması - Ulaşım olanaklarının gelişmiş olması - Dışarıdan göç almaları - Aynı coğrafi bölgede topraklarının bulunması gibi özellikler bakımından ortak yapıya sahiptirler Ancak petrokimya endüstrisinin gelişmiş olması bu üç il için ortak bir özellik değildir. Aralarında Petro kimya sanayinin geliştiği tek il Kocaeli’dir. [Cevap C]
Soru 38
Ege Bölgesi’nin elektrik üretimi göz önüne alındığında,
I. akarsu, II. linyit, III. rüzgâr, IV. jeotermal
enerji kaynaklarından hangilerinin payı daha fazladır?
A
I ve II
B
I ve III
C
II ve III
D
II ve IV
E
III ve IV
38 numaralı soru için açıklama 
Bu soruda ‘’Ege Bölgesi’nin elektrik üretimi göz önüne alındığında’’ cümlesine dikkat edilmesi gerekir. Buna göre bölgenin elektrik üretiminde akarsu, linyit, rüzgar, jeotermal enerji kaynakların tümü pay sahibidir. Ancak bunlar arasında en fazla pay akarsu (I) ve linyite (II) aittir. Ege Bölgesi’nde yaklaşık 46 baraj bulunmakta ve bunlardan 6 tanesi hidroelektrik santrali olarak çalışmaktadır. Bölgede linyitle çalışan santrallerde yaygındır. (Soma, Yatağan, Tunçbilek vs.) jeotermal enerji üretilen santraller Germencik (Aydın) ve Sarayköy (Denizli)’dedir. Bu iki santralden elde edilen enerji bölgenin toplam elektrik üretiminde linyit ve akarsudan elde edilen enerjiye göre çok azdır. Rüzgar santrallerinin de sağladığı enerji değeri oldukça düşüktür. [Cevap A]
Soru 39
Güneydoğu Anadolu Projesi’nin hayata geçirilmesi, bu bölgede yoğun olarak yetiştirilen ürünlerden hangisinin üretim miktarının artmasında daha etkili olmuştur?
A
Antep fıstığı
B
Kırmızı mercimek
C
Pamuk
D
Tütün
E
Buğday
39 numaralı soru için açıklama 
Bu sorunun oldukça benzeri 2007 KPSS sınavında sorulmuştur. GAP tamamlanmaya başladıkça ve bittikten sonra bölgede üretimi ve ekim alanı en çok artarak ürün pamuktur. Pamuk bitkisi tekstil endüstrisinin ham maddesi olup getirisi fazladır. 2005 yılına kadar pamuk üretiminde ilk sırada Ege Bölgesi yer almaktaydı. GAP’ın hayata geçirilme oranı arttıkça proje daha tamamlanmadan Güneydoğu Anadolu Bölgesi pamuk üretiminde ilk sıraya geçmiştir. [Cevap C]
Soru 40
Akdeniz Bölgesi’nin dağlık ve platoluk kesimlerinin jeomorfolojik özellikleri,
I. yaylacılık, II. ticaret, III. turizm, IV. ulaşım etkinliklerinden hangilerini olumlu yönde etkilemiştir?
A
I ve II
B
I ve III
C
II ve III
D
II ve IV
E
III ve IV
40 numaralı soru için açıklama 
Akdeniz Bölgesi’nde dağlık ve platoluk kesimlerinin yer şekilleri, bu bölgede yaylacılık (I) ve turizm (III) etkinliklerini olumlu etkilemiştir. Bölgedeki yükselti şartları yaylacılığın gelişmesinde belirleyici olmuştur. Dağlık ve platoluk kesimlerin arasındaki vadilerde rafting ve kano sus sporları turizmi gelişmiştir. [Cevap B]
Soru 41
Türkiye’de tarımda makineleşme ne kadar yaygınlaşırsa yaygınlaşsın yine de bazı ürünlerin yetiştirilmesinde insan emeğine duyulan yoğun gereksinim devam edecektir.
Bu yargının doğruluğunu kanıtlamak için öncelikle,
I. çeltik, II. buğday, III. çay, IV. mısır
ürünlerinden hangilerinin yetiştirilme koşulları örnek gösterilebilir?
A
I ve II
B
I ve III
C
I ve IV
D
II ve III
E
III ve IV
41 numaralı soru için açıklama 
Çeltik (pirinç) bitkisi genellikle akarsu boylarında ve sulak alanlarda yetiştirilmektedir. Makineli tarımın yoğun olmadığı ve insan emeğiyle tarımı yapılan bir üründür. - Çay bitkisinin yetiştiği yerlerde yer şekilleri makineli tarıma elverişli değildir. Türkiye’de makineli tarımın yaygınlaşması, çay bitkisinde de insan emeğine duyulan yoğun gereksinimi azaltmayacaktır. [Yanıt B]
Soru 42
I. Orman örtüsünün zengin olması
II. Tarla tarımına elverişli alanların sınırlı olması
III. Yaz kuraklığının az görülmesi
IV. Dağınık yerleşmenin yaygın olması
Yukarıdakilerden hangileri, Doğu Karadeniz Bölümü’nde büyükbaş hayvancılığın önemli bir ekonomik etkinlik olmasının nedenidir?
A
I ve II
B
I ve III
C
II ve III
D
II ve IV
E
III ve IV
42 numaralı soru için açıklama 
Doğu Karadeniz’de - Tarıma elverişli alanların sınırlı olması (Yer şekilleri nedeniyle) - Her mevsimin yağışlı geçmesi yada yaz kuraklığının az görülmesi (yağış rejimi nedeniyle) gibi nedenler bölümde büyükbaş mera hayvancılığının önemli bir ekonomik etkinlik olarak öne çıkmasına yol açmıştır. [Cevap C]
Soru 43
İzmir’in merkez ilçesine bağlı bir köye kara yoluyla ulaşabilmek için ortalama on kilometre yol almak gerekirken Kütahya’da kuş uçumu mesafesi aynı olan bir köye on beş kilometre yol almak gerekmektedir.
Bu durum, aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
A
Yerleşme birimlerinin sıklığıyla
B
Doğal bitki örtüsünün farklılığıyla
C
İklim koşullarının farklılığıyla
D
Tarım alanlarının genişliğiyle
E
Yer şekillerinin engebeliğiyle
43 numaralı soru için açıklama 
İzmir ve Kütahya illeri Ege Bölgesi’nde bulunmakla birlikte yer aldıkları coğrafi bölümler farklıdır. İzmir Kıyı Ege Bölümünde Kütahya ise iç batı Anadolu Bölümünde bulunur. Her iki bölümde de yer şekillerinin engebeliliği farklı olduğu için bu iki il merkezine bağlı olan köylere kara yoluyla ulaşım mesafesi değişmektedir. [Cevap E]
Soru 44
Ülke sınırları içerisinde bölge, bölüm ve yöreler arasında yapılan ticarete “iç ticaret” denir.
Buna göre, Türkiye’de hareketli bir iç ticaretin olması aşağıdakilerden hangisiyle ilgili değildir?
A
Endüstri kuruluşlarının belirli bölgelerde toplanmasıyla
B
Bölgeler arasında yetişen tarım ürünlerinin farklı olmasıyla
C
Nüfus artış hızının yüksek olmasıyla
D
İnsanların satın alma gücünün artmasıyla
E
Bölgelerin yüz ölçümlerinin farklı olmasıyla
44 numaralı soru için açıklama 
Türkiye’de iç ticaret etkinlikleri üzerinde şu faktörler etkilidir; - Sanayi dağılımının bölgelere göre düzensiz olması - Bölgelere göre yetişen tarım ürünlerinin farklı olması - Nüfus artış hızı - Nüfusun bölgelere göre dağılımı - İnsanların satın alma gücünde meydana gelen değişim Buna göre bölgelerin yüz ölçümlerinin farklı olmasıyla iç ticaret potansiyeli arasında ilişki bulunmaz. [Cevap E]
Soru 45
Türkiye’de, 1990 yılında tarımsal ürünlerin dış satımından yaklaşık 2,4 milyar Amerikan doları gelir elde edilmiş ve bu değer toplam dış satımın % 18,1’ini oluşturmuştur. 2007 yılında ise yaklaşık 11,4 milyar Amerikan dolarlık tarımsal ürün dış satımının, toplam dış satımdaki payı % 10,7 olmuştur.
Buna göre, 1990-2007 yılları arasında Türkiye ekonomisiyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A
Dış satımda madenlerin ve endüstri ürünlerinin payı artmıştır.
B
Türkiye’nin tarımsal ürünlerine olan talep azalmıştır.
C
Dış ticaret açığı azalmıştır.
D
Tarımda modern tekniklerin uygulanması yaygınlaşmıştır.
E
Ulusal gelir yükselmiştir.
45 numaralı soru için açıklama 
Türkiye’de 1990 yılında tarımsal ürünlerin dış satımından sağlanan gelirin toplam dış satım içindeki payı %18,1 iken bu oranın 2007 yılında %10,7 olarak gerçekleşmesi, tarım dışı sektörlerin gelişmesi ve payının artması sonucudur. Başka bir ifadeyle dış satımda madenlerin ve endüstri ürünlerinin payı giderek daha fazla artmış, tarım ürünlerinden sağlanan gelir artmasına karşın toplam dış satım içindeki payı azalmıştır. [Cevap A]
Soru 46
Ege Bölgesi’nde kıyı boyunca kuzeyden güneye doğru turistik amaçlı gezi yapan bir grup, aşağıdakilerden hangisine rastlamaz?
A
Antik kentlere
B
Millî parklara
C
Yat limanlarına
D
Kayak merkezlerine
E
Kaplıcalara
46 numaralı soru için açıklama 
Ege Bölgesi’nde kıyı kuşağını kuzeyden güneye doğru turistik amaçlı gezen bir grup; - antik kentlere (Efes, Milet, Apollon tapınağı vs) - Yat limanlarına (Kuşadası, Bodrum gibi) - Kaplıcalar (Balçaova, Davutlar kaplıcaları vs) gibi turistik yerlere rastlayabilir. Bölgenin kıyısında Akdeniz iklim koşulları hakimdir. Kar yağışı ve karın yerde kalma süresi oldukça azdır. Bu nedenle kayak merkezlerine Ege Bölgesi’nin kıyısında rastlanmaz. [Cevap D]
Soru 47
Aşağıda bazı il ve il merkezleriyle özdeşleşmiş ifadeler verilmiştir. • Gündüz seyranlık, gece gerdanlık - Mardin • Tahıl ambarı - Konya • Serhat şehri - Edirne • Güller ve göller şehri - Isparta • Ege’nin incisi - İzmir
Bu ifadelerde, il ve il merkezlerinin aşağıdaki özelliklerinden hangisi vurgulanmamıştır?
A
Turizmi
B
İklimi
C
Jeopolitik konumu
D
Tarımı
E
Yer şekilleri
47 numaralı soru için açıklama 
- Mardin için söylenen gündüz seyranlık, gece gerdanlık sözüyle turizm özelliğine, - Tahıl ambarı Konya için tarım özelliğine, - Serhat şehri Edirne için Jeopolitik konuma, - Isparta için söylenen güller ve göller sözü tarım ile yer şekillerine, - Ege’nin incisi İzmir için turizm özelliklerine vurgu yapılmıştır. Buna göre verilen il ve il merkezleri için iklim özelliklerine vurgu yapılmamıştır. [Cevap B]
Soru 48
Endüstrileşme ve teknolojik gelişmelerin ortaya çıkardığı çevre sorunlarından biri de hava kirliliğidir.

Buna göre, haritada numaralarla gösterilen liman kentlerinin hangisinde endüstrileşmeye bağlı olarak hava kirliliğinin daha fazla olması beklenir?
A
I
B
II
C
III
D
IV
E
V
48 numaralı soru için açıklama 
Haritada endüstrileşmeye bağlı olarak hava kirliliğinin en fazla yaşandığı liman kenti V numara ile gösterilen İskenderun’dur. Burada ağır sanayi olan demir – çelik kuruluşları hava kirliliğinde etkili olan başlıca nedendir. [Cevap E]
Soru 49
1982 Anayasası’na göre, Cumhurbaşkanı aşağıdakilerin hangisi tarafından seçilir?
A
Halk
B
TBMM
C
Başbakan
D
Anayasa Mahkemesi
E
Bakanlar Kurulu
49 numaralı soru için açıklama 
Bu soruda adayları çelişkiye düşüren nokta, soruya 1982 Anayasası’nın ilk haline göre mi yoksa en son haline göre mi cevap verileceğidir. Kural şudur ki soruda özel olarak değişiklik yılı belirtilmediği sürece Anayasa’nın en son haline göre soru cevaplandırılmalıdır. 28 Kasım 2010 tarihinde yapılan ortaöğretim - önlisans sınavında da aynı soruyla ilgili benzer tartışmalar yaşanmış olması nedeniyle öğrencilerimize bu konuyla ilgili uyarı özellikle yapılmıştı. Daha önce TBMM tarafından seçilen Cumhurbaşkanı, 1982 Anayasası’nda 2007 yılında yapılan değişiklikten sonra halk tarafından seçilmektedir. [Cevap A]
Soru 50
1982 Anayasası’na göre, TBMM kaç milletvekilinden oluşur?
A
400
B
450
C
500
D
550
E
600
50 numaralı soru için açıklama 
Yukarıdaki soruda yaşandığı belirtilen sorun bu soruda da yaşanmıştır. Bahsedildiği gibi soruya Anayasa’nın en son haline göre cevap verilmelidir. TBMM üye tam sayısı 1982 Anayasası’nın ilk halinde 400, 1987 yılında yapılan değişiklikle 450 milletvekiline çıkarılmış olup, 1995 yılında yapılan değişiklikle bugün için 550 milletvekilinden oluşur. [Cevap D]
Soru 51
1982 Anayasası’na göre, Devletin şekli ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
A
Türkiye federal devlettir.
B
Türkiye konfederal bir devlettir.
C
Türkiye Devleti monarşidir.
D
Türkiye Devleti totaliter bir devlettir.
E
Türkiye Devleti bir Cumhuriyet’tir.
51 numaralı soru için açıklama 
Federal devlet ve konfederal devletler karma yapılı devletlerdir. Yani devleti oluşturan ülke, millet ve egemenlik tek bir olmayıp bölünmüştür. Monarşi ve totaliter devletler ise tek kişinin egemenliğine dayanan devletlerdir. Cumhuriyet ise en basit tanımıyla egemenliğin kullanımının halka ait olduğu devlet türü olarak ifade edilir. 1982 Anayasası’nın Devletin yönetim şeklini düzenleyen ve değiştirilmesi teklif edilmesi yasaklanmış maddelerinden biri olan 1. Maddesine göre, Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. [Cevap E]
Soru 52
Aşağıdaki idarelerden hangisi bir mahallî idare birimi değildir?
A
Yuva köyü
B
Çukurambar Mahallesi
C
Elmadağ Belediyesi
D
Ankara İl Özel İdaresi
E
Ankara Büyükşehir Belediyesi
52 numaralı soru için açıklama 
Mahalli idareler ya da yerel yönetimler il özel idaresi, belediye idaresi ve köy idaresi olmak üzere üç tanedir. Üçü de anayasada düzenlenmiştir. Mahalle yönetimi ise her ne kadar organı olan muhtar yerel seçimlerde seçiliyorsa da bir yerel yönetim yani mahalli idare değildir. Yani kendine ait bütçesi ve kamu tüzelkişiliği yoktur. [Cevap B]
Soru 53
Köy işlerinin bütün köylü birleşerek yapılması usulüne ne ad verilir?
A
İmece
B
Salma
C
Dayanışma
D
İstimval
E
Fiilî yol
53 numaralı soru için açıklama 
Köy idaresi bir yerel yönetim olup nüfusu 150 ile 2 bin arası yerleşim yerlerinde kurulur. İmece, bir köy ya da köy topluluğu içinde işlerin gönüllü ya da zorunlu olarak ve elbirliği içinde yapılmasıdır. İmece köy veya küçük kasabalarda yazılı olmayan hukuka dayalı, herkes tarafından kabul gören bir dayanışma örgütüdür. İmece yapılacak işlere örnek olarak, köyün merasının temizlenmesi, okul inşaatı,cami inşaatı, askere gidecek kişilere yardım için para toplamak verilebilir. [Cevap A]
Soru 54
Hakkında soruşturma açılan bir belediye başkanını geçici olarak görevden uzaklaştırma yetkisi aşağıdakilerden hangisine aittir?
A
Başbakan
B
İçişleri Bakanı
C
Vali
D
Belediye meclisi
E
Danıştay
54 numaralı soru için açıklama 
Belediye idaresi bir mahalli idare yani yerel yönetimdir. Belediye başkanı belediye idaresinin en yüksek yürütme organı ve hiyerarşik amiridir. Mahallî idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri konusundaki denetim yargı yolu Danıştay kararı ile olur. Ancak, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahallî idare organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir. [Cevap B]
Soru 55
Aşağıdaki tüzel kişilerden hangisi, kişi topluluğu olmayıp mal topluluğu niteliğini taşımaktadır?
A
Dernekler
B
Anonim şirketler
C
Kolektif şirketler
D
Vakıflar
E
Kooperatifler
55 numaralı soru için açıklama 
Hukukta kişi,hak ve borç sahibi olabilen varlıklara denir. Gerçek ve tüzel kişi olmak üzere ikiye ayrılır. Belli bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelmiş, haklara ve borçlara sahip olabilen bağımsız topluluklara tüzel kişi (hükmi şahıs) denir. Gerçek kişiler dışındaki kişi ya da mal topluluklarıdır. Dernekler, vakıflar, şirketler, belediyeler gibi. İki şekilde olabilir: A. Kişi Toplulukları: Belli bir amacın gerçekleşmesi için kişilerin bir araya gelmeleriyle oluşmuş bağımsız topluluklardır. Dernekler, şirketler, devlet, vilayet, belediyeler, köyler kişi topluluklarıdır. B. Mal Toplulukları: Belli bir amacı gerçekleştirmek amacıyla bağımsız bir varlığa sahip olarak belli malların bu amaca özgülenmesiyle oluşmuş topluluklardır. Vakıflar, kamu kurumları (üniversiteler gibi) mal topluluklarıdır. [Cevap D]
Soru 56
Aşağıdakilerden hangisi kişinin özel hakları arasında yer almaz?
A
Seçme ve seçilme hakkı
B
Mülkiyet hakkı
C
Kişilik hakkı
D
Alacak hakları
E
Telif hakkı
56 numaralı soru için açıklama 
Haklar kaynağı olan hukuk dalına göre, kamu hakları ve özel haklar olmak üzere ikiye ayrılır. Kamu Hakları: Kamu hukukundan kaynaklanan haklar olup anayasada düzenlenmiştir. Üç gruba ayrılır. a. Kişisel haklar: Özel hayatın gizliliği, haberleşme hürriyeti, konut dokunulmazlığı, yerleşme ve seyahat hürriyeti, din ve vicdan özgürlüğü vb. b. Sosyal ve ekonomik haklar: Çalışma hak ve ödevi, eğitim ve öğrenim hak ve ödevi, sosyal güvenlik hakkı, sendika kurma hakkı, grev ve lokavt hakkı, sağlıklı çevre hakkı, konut hakkı vb. c. Siyasal haklar: Türk vatandaşlığı hakkı, seçme ve seçilme hakkı, kamu hizmetlerine girme hakkı, dilekçe hakkı, vatan hizmeti hak ve ödevi, vergi ödevi, siyasi parti kurma hakkı vb. Özel Haklar: Özel hukuktan doğan eşit ilişkileri düzenleyen kurallardan kaynaklanan haklardır. Medeni haklar da denir. Türkiye’de yaşayan yabancılar bu haklardan Türk vatandaşları gibi eşit yararlanır. Özel hakların çeşitli türleri vardır.Mülkiyet hakkı, velayet hakkı, alacak hakkı, telif hakkı, kişilik hakkı gibi. Seçme ve seçilme hakkı kamu hak grubunda yer alan siyasal nitelikli bir hak olup özel haklar arasında yer almaz. [Cevap A]
Soru 57
Hukukun kendisine hukuki sonuç bağladığı insan davranışına ne ad verilir?
A
Haksız fiil
B
Hukuki olay
C
Hukuki fiil
D
Duygu açıklaması
E
İrade açıklaması
57 numaralı soru için açıklama 
Hak, hukuk düzeni tarafından kişilerin korunan menfaatidir. Öyleyse bir hakkın kazanılması, hak ile kişi arasında bağlantı kurulmasını ifade eder. Hakları Meydana Getiren Üç Olgu Vardır: a. Hukuki olay: Hukuk düzeninin sonuç bağladığı insan iradesi dışında gelişen olaylara denir . Doğum ve ölüm hukuki olaya güzel birer örnektir. İki olaya da hukuk düzeni sonuç bağlamıştır. Doğumla kişilik kazanılır. Ölümle kişilik sona ermektedir. Yağmur yağması, güneş tutulması da birer doğa olaydır ama hukuk düzeni bunlara sonuç bağlamadığı için hukuki olay değildir. b. Hukuki fiil: İnsanın kendi iradesi ile ortaya çıkan ve hukukun sonuç bağladığı olaylardır. Hukuki olayın insan iradesiyle gerçekleşeni diyebiliriz. Bir kimsenin sürekli kalmak niyetiyle bir yerde oturması eylemine hukuk düzeni tarafından, kişinin ikametgâhı olarak tanımlanıp sonuç bağlandığı için hukuki fiildir. Hukuki fiillerin bazıları hukuka uygun bazıları ise hukuka aykırı fiillerdir (haksız fiil). Örneğin, bir kimseye yumruk atmak haksız bir fiildir. c. Hukuki işlem: Bir veya daha fazla kişinin, hukuki bir sonuç elde etmek amacıyla yaptıkları irade açıklamalarıdır. Örneğin,sözleşmeler. Kanımca seçeneklerde haksız fiil kavramına yer verilmemesi daha doğru olurdu. Çünkü haksız fiil de hukukun sonuç bağladığı hukuka aykırı bir insan davranışıdır. Yani hukuki fiil haksız fiili de kapsıyor. [Cevap C]
Soru 58
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Haziran 2011’de aşağıdakilerden hangisinin Türkiye’nin kredi notu üzerinde baskı yaratabileceğini açıklamıştır?
A
Enflasyon
B
Bütçe açığı
C
İşsizlik
D
Stagflasyon
E
Cari açık
58 numaralı soru için açıklama 
Soruyu çözebilmek için Türkiye ekonomisinin bir süredir hangi sorun nedeniyle kriz yaşayabileceğini bilmek gerekir. Kredi notu ya da ilgili kuruluşun soruya cevap verebilmede önemi yoktur. Konu anlatım kitabımızda ve yayınladığımız güncel olaylar dökümanında da bahsettiğim gibi Cari Açık (Döviz açığı): Dış ticaret açığı da denir. İthalat ve ihracat, turizm gibi hizmet geliri ve gideri, yatırım geliri ve gideri arasındaki fark olarak tanımlanır. Başka bir ifade ile cari açık, giren dövizlerle çıkan dövizler arasındaki farktır. Döviz açığı da denilir. Esas olarak ithalat ile ihracat arasındaki farktan kaynaklanır. Türkiye’de ithalat, ihracattan fazla olduğu için cari açık fazladır. Türkiye ekonomisinin en ciddi sorunlarından biri cari açıktır. Cari açık dış (döviz) borcu ödemekte sıkıntı çektiği an krize yol açar. Moody’s gibi kredi derecelendirme kuruluşları cari açığın Türkiye’nin kredi notunu düşürebileceğini belirtmektedir. [Cevap E]
Soru 59
Aşağıdaki ülkelerin hangisinde bir süreden beri yaşanan protestoların ve muhaliflerin çıkardığı olayların önüne geçmek amacıyla Mayıs 2011’de genel af ilan edilmiştir?
A
İran
B
Irak
C
Suriye
D
Afganistan
E
Pakistan
59 numaralı soru için açıklama 
Soru zor gibi gözükse de seçenekler cevabın kolay bulunmasını sağlayacak şekilde verilmiştir. 2011 Ocak ayından beri Tunus’ta başlayan ve neredeyse birçok Arap ülkesine sıçrayan “Arap Baharı” ya da “Yasemin Devrimi” olarak tabir edilen ayaklanmalar dünyanın gündemine oturmuştur. Sınava hazırlanan çoğu adayın ayaklanmaların hangi ülkelerde yaşandığını bildiğini farzediyoruz. Ayaklanmaların hangi ülkelerde gerçekleştiğiyle ilgili bir soruyu ise Türkiye genelinde yapılan son deneme sınavında sorduk. Ayaklanmaların en şiddetli yaşandığı ülkeler Tunus, Mısır, Yemen, Libya ve en son Suriye’dir. Seçeneklerde ise ayaklanma yaşanan ülkelerden sadece Suriye’ye yer verilmiştir. Soru bu bilgiyle dahi yapılabilirdi. Suriye’de Mayıs ayında şiddeti biraz olsun azaltmak ve muhalifleri yatıştırmak için 48 yıllık olağanüstü hal kaldırıldıktan sonra genel af ilan edilmiştir. [Cevap C]
Soru 60
9-13 Mayıs 2011 tarihlerinde düzenlenen Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler 4. Konferansı aşağıdaki şehirlerden hangisinde gerçekleştirilmiştir?
A
Londra
B
Paris
C
Brüksel
D
İstanbul
E
Berlin
60 numaralı soru için açıklama 
1981′den bu yana üç defa gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansının dördüncüsü 9-13 Mayıs 2011 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenmiştir. Konferansın amacı 2001 yılında Brüksel’de gerçekleştirilen BM EAGÜ 3. Konferansında kabul edilen 10 Yıllık Eylem Planının sonuçlarını değerlendirmek ve EAGÜ’lerin önümüzdeki on yıl sürdürülebilir kalkınmasını sağlayacak yeni tedbir ve stratejileri ortaya koymaktır. Konferans, hükümetleri, uluslararası kuruluşları, sivil toplum kuruluşlarını, entelektüelleri ve özel sektör temsilcilerini içeren tüm paydaşların yeraldığı kapsamlı bir süreçtir. 10 yılda bir düzenlenen konferansa, bu yıl BM’ye üye 192 ülkeden, devlet ve hükümet başkanları, bakanlar, parlamenterler, özel sektör temsilcileri, akademisyenler ile sivil toplum örgütü temsilcilerinden oluşan, yaklaşık 10 bin kişi katılıyor. Konferans, Türkiye’nin katılımcı ülkelerle ekonomik ve ticari ilişkilerinin geliştirilmesi, uluslararası platformlardaki itibarı açısından büyük önem taşıyor. BM Sözcüsü tarafından konferans sonunda kabul edilen “İstanbul Eylem Planı”nın müzakerelerinin sürdüğü ve Eylem Planı’nın en az gelişmiş ülkelerle ilgili bundan sonraki 10 yılın yol haritasını çizeceği kaydedilmiştir. [Cevap D]
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al.
60 tamamladınız.
Liste
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
12345
678910
1112131415
1617181920
2122232425
2627282930
3132333435
3637383940
4142434445
4647484950
5152535455
5657585960
Son
Geri dön
Başarıyla tamamladınız.
sorular
soru
Aldığınız skor
Doğru
Yanlış
Partial-Credit
Sınavı henüz tamamlamadınız. Eğer sayfadan ayrılırsanız, verdiğiniz yanıtlar kaybolacak!
Correct Answer
You Selected
Not Attempted
Final Score on Quiz
Attempted Questions Correct
Attempted Questions Wrong
Questions Not Attempted
Total Questions on Quiz
Question Details
Results
Date
Score
İpucu
Time allowed
minutes
seconds
Time used
Answer Choice(s) Selected
Question Text
Sona erdi
Daha çok pratiğe ihtiyaç var
Böyle devam et
Kötü değil
İyi çalışıyor
Mükemmel
Exit mobile version